2 buçuk aylık bebeğe kayyum atandı

Yeni doğan bebeklerde kanamayı önleyen K vitamini uygulamasının bebeklerine yaptırmayan ailenin 2 aylık bebeği yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor.

Ailenin kararı sonrası bebeğe kayyum atanırken Hürriyet’ten Fulya Soybaş’ın haberine göre; baba Murat Çakmak karara “Çocuğum belediye mi ki kayyum atandı?” diyerek itiraz etti.

2 BUÇUK AYLIK BEBEĞE KAYYUM ATANDI

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi, avukat Süreyya Kardelen Yarlı, kayyumun sadece belediye, kurumlar ya da özel şirketlere atanacak bir tedbir olmadığı ve bebeğe, çocuğa hatta yetişkine de atanabileceğini söylüyor: “Bu, usulsüz bir tedbir olmadığı gibi velayetin kaldırılması, vasi tayini, soy bağı kurulmasına ilişkin davalarda da çocuklara kayyum atanması örnekleri vardır ve Türk Medeni Kanunu, 426/2. maddesine dayanmaktadır: ‘Yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa vesayet makamı (Sulh Hukuk Mahkemesi) çocuğa kayyum atayabilir.” Benzeri geçen sene Kars’ta yaşanmış, ailenin açtığı dava, ‘çocuğun üstün yararı gözetilerek’ istinaftan dönmüştü. Bu örnekte de çocuğun bedensel bütünlüğünün iyi olması hakkı ile ailesinin inanışının çatıştığını görmekteyiz. Medeni Kanun, taraf olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi ve düzenlemeler gereği, bu çocuğa kayyum atanması yapılması gereken en doğru hamledir. Devlet, ‘Eğer çocuğa bu testleri ya da aşıları yaptırmazsan ileride hasta olabilir. Dolayısıyla senin çocuğunu sana karşı da korumak zorundayım. Hasta olmasa dahi başka bir insanı hasta edebilir’ yaklaşımı ile hem çocuğu hem de toplum sağlığını korumaktadır. Özellikle söylemeliyim, ebeveyni olmak çocuk üzerinde ‘sınırsız’ hakkınız olduğu anlamına gelmez.”

AŞI VE TESTLER İÇİN ‘ZORUNLU’ YASASI ÇIKARILMALI

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. Mehmet Vural da “Bebek, ailenin olabilir ancak ailenin, onlar üzerinde sınırsız hakları yoktur ve çocuk ya da toplum sağlığını riske sokacak kararlar vermesi yasalarımız tarafından engellenmektedir” diyerek, zaman zaman benzer durumlarla karşılaştıklarını ve yargıdan destek almak zorunda kaldıklarını söylüyor. Ekliyor: “Topuk kanı taramasında Fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis gibi tedavisi mümkün hastalıkların taraması yapılır. Tarama yapılmazsa bu çocuklarda ileride nörolojik bozukluk, kalıcı zekâ ve gelişim geriliği ortaya çıkabilir. K vitamini uygulaması da aynı şekilde. Ki bu, aşı bile değildir ve K vitamini eksikliğinde en önemli risk, beyin kanamalarıdır. Avrupa ülkelerinde, mesela Fransa’da, ailelerin aşı, yenidoğan tarama ve testlerini yaptırmamak gibi bir hakkı yoktur ve aksi halde hapis cezası vardır. Bizde de var olan yasaların uygulanmasına ek olarak yenidoğan aşıları ve testlerin ‘zorunlu’ uygulanması için acilen bir yasa gerekmektedir. Aksi takdirde sağlık okuryazarlığı eğitimi ile bunun önüne geçmek mümkün değildir.”

ÇOCUK ÜZERİNDEKİ TASARRUF AİLESİNE BIRAKILAMAZ

Aile hekimi, Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, Kovid döneminde başlayan aşı karşıtlığının doğumda yapılan tarama ve testlerle, aşılara kadar vardığını, ve diyor ki: “Özellikle İstanbul’da çok yaygın aşı karşıtlığı ama yasadan doğan haklarımızı kullanıyor ve aileden, ısrarcı olursa ret formu alıp, durumu sağlık otoritelerine bildiriyoruz. Kimi bu taramaları dini inanışı, kimi aşılar üzerinden yürütülen spekülasyonlar, kimi alınan örneklerin ABD’ye satıldığı iddiaları, kimi de taramaların cinsel organlara zarar verdiği gibi gerekçelerle yaptırmıyor. Bunlar bilimsel olmadığı gibi daha önce yaşadığımız ölüm ve hastalıkların yarattığı komplikasyonların aşı ve testlerle kontrol altına alındığı da aşikâr. Dolayısıyla çocukları üzerindeki tasarruf ailelerine bırakılmayacak kadar önemlidir. Avrupa’da, aşı ya da tarama yapılmayan çocuklar okula alınmıyor mesela. Bazıları diyor ki, ‘Aşı yaptırmadık, çocuğuma da bir şey olmadı.’ Çocuğa bir şey olmaması toplumun büyük kısmının aşılanmış olmasından kaynaklıdır. Aşısızların/ tarama yapılmayanların artması ile toplum sağlığını korumak gittikçe zorlaşacaktır. Buna acilen bir çözün bulunmalıdır.”

Related Posts

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Özgür Özel’e ‘diktatör’ tepkisi: Avrupa faşistlerinin tercümanlığına soyunmuş

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘yerel bir diktatör’ olarak niteleyen CHP lideri Özgür Özel’e tepki gösterdi. “Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadeyi ilk ve en çok kullananlar, Avrupa faşistleridir.” diyen Çelik, “Özel’in söylemlerinin çoğu Avrupa aşırı sağının kopyasıdır. Şimdi de Avrupa faşistlerinin tercümanlığına soyunmuş.” ifadelerini kullandı.

İspanya’dan Avrupa’nın ‘İsrail’ ikiyüzlülüğüne tepki: Eurovision’a neden alıyorsunuz?

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İsrail’in Eurovision Şarkı Yarışması gibi uluslararası yarışmalardan ve etkinliklerden men edilmesi gerektiğini belirtti. Rusya’nın olduğu gibi İsrail’in de Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmasına izin verilmemesi gerektiğini savunan Sanchez, “İsrail de katılmamalı çünkü kültürde çifte standarda izin veremeyiz.” ifadelerini kullandı.

CHP İl Başkanı Tanburoğlu: “Yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk başardı, biz de başaracağız”

CHP Adana İl Başkanlığı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı düzenlenen etkinliklerle kutladı. Atatürk Parkı’nda bulunan anıta çelenk sunumu ile başlayan program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Program İl Başkanı Anıl Tanburoğlu’nun konuşmasıyla son buldu.

Uluslararası havayollarının İsrail’e uçuş iptalleri sürüyor: Yemen’den uyarı

Uluslararası havayolları Yemen’deki Husiler’in İsrail’in başkenti Tel Aviv’de bulunan Ben Gurion Uluslararası Havalimanı’nı vurmasının ardından İsrail’e olan uçuşlarını birkaç gün askıya almıştı. Söz konusu havayolları güvenlik gerekçesiyle bu …

Elazığ’daki kavgada silahlar patladı: 2 kişi yaralandı

Elazığ’da iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 2 kişi yaralandı. Olaydan yarım saat önce ise 9 Mayıs’ta muhtarlık ofisinde uğradığı silahlı saldırıda yaralanan muhtar Hacı Mehmet Özer’in evinin önündeki otomobil kurşunlandı. Polis, bağlantılı olduğunu değerlendirdiği olaylara ilişkin çalışma başlattı.

Saadet Partisi’nden ‘süreç’ açıklaması

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan terör örgütü PKK’nın silah bırakmasına ilişkin olarak, “Sürecin TBMM’ye getirilmesi ve şeffaf yönetilmesi gerekiyor” dedi.